BİR YAŞAM İÇİN ARAYIŞ 1.TEMMUZ.1991
Çocukluğunuzda çekilmiş bir resminize bakıp da Hayat aslında ne kadar kısa ! diye
hiç düşündünüz mü? Sonra'da Acaba şimdi beklediğimden çok daha uzun yaşaya bilir
miyim diye merak ettiniz mi?
İnsanlar çok uzun zamandan beri gençlik enerjisi ile dolu uzun hayatı aramaya devam
etmişlerdir. Fakat acaba böyle bir ümit sadece iyimser bir düşüncenin mi ürünüdür? Şimdi bazı kişilerin iyimser olmak neden sağlam sebepler bulunduğuna bir bakalım.
UZUN BİR HAYAT İÇİN ARAYIŞ
Daha uzun bir ömürle ilgili konu, hemen, hemen hayatın kendisi kadar eskidir. Bu nedenle
hem eski hem de çağdaş tarihin, uzun ömrün sırrını arayan insanlarla ilgili masal efsane
dolu olmasına şaşmamak gerek.
Örneğin, Romantik dönemle ilgili tarih, İspanyol kaşif Juan ponce de Leon'un Ms 1513 yılında kuzey porto Riko'dan yolculuğa çıktığında gençlik çeşmesini aradığına bizi inandırır Fakat çağdaşları onun bu yolculuğu, köleler ve yeni yerler bulmak için yaptığını belirttiler. Bu kaşif gençleşmeyi sağlayacak bir çeşmeyi değil, gençleşmeyi bir çeşmeyi değil, bugünkü Florida'yı keşfetti, Buna rağmen, efsane hala sürüp gitmekte.
Daha eski çağlara gidersek, Akadların M Ö 18 yüzyıldan öncesine ait kil tabletler den çıkarılmış olan Gılgamış destanı, arkadaşı Enkidu öldükten sonra, ölüm korkusunun sürekli olarak kendisine musallat olduğu Gılgamış'ın hikayesini anlatır.
Destan, onun seyahatlerinden ve ölümsüzlüğe ulaşmakla ilgili zorlu, fakat sonuçsuz çabalarından bahseder.
Yakın bir dönemde, 1993 yılında, Lost Horizon Kayıp ufuk adlı kitabında, James hilton
Şangri la adındaki hayali bir diyardan söz etti. Orada oturanlar hemen hemen
kamil bir hayat sürerek, cennet gibi bir ortamda oldukça uzun yaşıyorlardı.
Bugün bile, daha iyi ve uzun bir hayat vaat eden olağan dışı ve egzotik yolları araştırmaya kendilerini adamış kişiler vardır. Başkaları ise, daha pratiğe yönelik bir yaklaşım gösteriyorlar. Bu kişileri, sert sağlık önlemleri alıyor ya da beden hareketleriyle, birlikte sıkı perhiz yapıyorlar.
Bunun, daha genç görünüp kendilerini daha iyi hissetmelerine yardımcı olacağını ümit ediyorlar.
İşte tüm bunların temelinde, insanın en temel arzusu olan daha uzun ve daha mutlu
yaşamak vardır.
BİLİMSEL YAKLAŞIM
Yaşlanma ve yaşlıların sorunlarıyla ilgili çalışmalar, ciddi bir bilim dalı haline gelmiştir
Ünlü bilim adamları, yaşlanmanın nedenini bulmak üzere olduklarını düşünmektedirler.
Bazıları da, yaşlanmanın genlerde, programlandığına inanıyorlar. Diğer bazı kişiler ise, bunun, metabolizmada iz bırakan hastalıkların ve zararlı yan ürünlerin birikimi sonucu oluştuğunu düşünüyorlar. Başkaları da yaşlanmayı, hormonlara veya bağışıklık sistemine bağlıyor.
Bilim adamları yaşlanmanın nedeni kontrol altına alınırsa, ortadan kaldırılmasının da olası olduğunu söylemektedirler,
Ölümsüzlük arayışları nedeniyle, bilimle bilim kurgu arasındaki çizgi gittikçe ayırt edilemez bir hal almaktadır. Klonlama buna bir örnektir. Burada amaç, hücre ve genlerle oynayarak bir canlı varlığın benzerini üretmektir. yani klonlamak böylece eğer canlının vücudunun herhangi bir kısmı veya organı hastalık geçirirse yada zayıflarsa. klondan yeni bir organ alınıp, tıpkı bir arabanın yıpranmış bir parçasını yedek parçayla değiştirir gibi, vücuda nakledilebilir.
Bazı bilim adamları klonlama yöntemiyle yapılabilecek şeylerin teorik olarak sınırını olmadığını iddia ediyorlar.
Konuk yazar zerrin.ce
Tweetle
Bizi Takip Edin
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder